En Yakın Dostlarımız Hayvanlar
EN YAKIN DOSTLARIMIZ, HAYVANLAR
Hayvan kelimesi Arapça yaşama, canlı olma, her çeşit varlık gibi anlamlara gelmektedir. Kelime anlamıyla uyumlu olan hayvanlar, insanoğlu var oldukça onun yanında yer almış insanoğlunun hayatına anlam katmıştır. Öyle ki bilimde, sanatta, edebiyatta hatta hayatın her alanında hayvan dostlarımızdan yararlanmış, onlardan ilham almışız.
Göçebe hayattan günümüze kadar bize can yoldaşlığı yapan bu sevimli dostlarımızın önemi giderek daha da artıyor. İnsanoğlu teknolojiye yaklaştıkça robotlaşmaktan korkup hayvan dostlarına sarılıyor, onlardan güç alıyor adeta. Öyle ki günümüzde pek çok aile, özellikle çocuklu aileler, kendilerine uygun bir hayvan arayışı içindeler. Çünkü çocuklarda muazzam bir hayvan sevgisi vardır ki bu sevgi yetişkinin sevgisiyle boy ölçüşemez. Korkmadan ve gerçekten sahiplenerek sever çocuklar.
Hayvan sahibi olmanın bebeklerin veya çocukların bağışıklığını güçlendirdiği, onların gelişimine katkı sağladığı görüşünü bilen ya da çocuğunun mutluluğunu amaç edinen aileler soluğu pet shoplarda alıyor. Ben bu canlının sorumluluğunu alabilir miyim diye düşünmeden hareket eden bir kesim var dünyada.
Öyleyse bir canlı sahiplenmeden önce düşünün, ben bunun sorumluluğunu alabilir miyim? Düşünmekle de kalmayıp aile bireylerinin de onayı alın, çünkü bir hayvan bile olsa kimse istenilmediği yerde kalmak istemez.
İstediniz, aldınız sıra geldi bakımına. Peki, bu sevimli dostlarımıza nasıl bakmalıyız?
Öncelikle sahiplendiğiniz hayvanın türüyle ilgili kapsamlı bir araştırma yapın ( hatta bunu sahiplenmeden önce yapmanız size daha fazla avantaj sağlar) Örneğin standart insan retinası üç farklı görme hücresine sahipken köpekler iki farklı görme hücresine sahiptir. İnsanların kırmızı olarak gördüğü pek çok şey köpekler için koyu kahvedir. Yeşil, turuncu, sarı renkleri onlar sarımtırak olarak algılarlar. Bu yüzden kırmızı top görünce tepkisiz kalıp sarı top görünce heyecanları artabilir. Ya da kedilerin kendini yaladığını herkes bilir bu onların kendilerini temizleme yoludur ama eğer bir kedi sizi yalıyorsa bu onun size olan sevgi bağlılığının göstergesidir.
Sahiplendiğiniz hayvanla ilgili bilgi sahibi oldunuz sıra geldi hayvanla kuracağınız bağa. Evet, hayvanla aranızda özel bir bağ oluşmalı. Çünkü onlar da tıpkı bir bebek gibidir. Bu yüzden bu sevimli dostlarınıza mutlaka vakit ayırın, onunla oyunlar oynayın, konuşun. İlginizi esirgemeyin ondan. Muhabbet kuşları da böyle öğrenmezler mi taklidi.
Son olarak hayvan bakımı öz veri isteyen bir iştir ve hayvanınızın ne istediğini anlamanız gerekir. İyi sahip, iyi gözlemci olmalıdır. Örneğin kedinizin mamasını verdiniz, yatacağı yeri de biliyor, kakasını nereye yapması gerektiğini de. Size göre her şey yolunda iken kedi durmadan miyavlıyor. Karnın tok, burnun pek sus artık hayvan mı derdiniz ona, yoksa onu hemen bir veterinere mi götürürdünüz? Eğer veterinere götürürdüm diyorsanız en yakın dostunuzu arayıp bulmanın zamanı gelmiş, hadi bir tane edinin hayat kısa!