Sürekli evde olduğumuz şu günlerde akıllarımızı meşgul etmek amacıyla birçok deli sorular geliyor aklımıza. Özellikle covid-19 diye nitelendirilen corona hastalığının bulaşıcı olması dolayısı ile hastalığın hayvanlara bulaşıp bulaşmadığı, bulaşıyorsa insanlara hayvanlardan bulaşıp bulaşmadığı gibi konular evcil hayvan sahiplerinin akıllarını sürekli kurcalıyor. Geçtiğimiz ay Çin’de bir köpeğin ve bir kaplanın corona testlerinin pozitif çıkmasının ardından evcil hayvan sahiplerinin tedirginlikleri daha da arttı. Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin açıklamasına göre henüz evcil hayvanların Kovid-19 hastalığını yayabileceğine dair bir kanıt da yok.
Ancak yukarıdaki vakalardan da anlaşılacağı üzere hastalığın hayvanlara da bulaştığı biliniyor. Ancak corona virüsün hayvanlar üzerinde öldürücülüğü ile alakalı bir veriye rastlanmış değil. Bu virüs kedilere bulaştığında ishale, köpeklerde ise kanlı ishale neden olmaktadır. Bununla beraber virüsün köpekleri iyileştiren bir aşısının olduğu ama kediler için böyle bir aşı olmadığı biliniyor.
“Ancak vahşi doğadan(Yarasadan) kaynaklandığı düşünülen yeni virüs, ilk olarak hayvanlarda ortaya çıkan salgın hastalıklarla ilgili riskin ne kadar arttığını gösteriyor. İklim değişikliği ve küreselleşme, hayvanlar ve insanların etkileşimini büyük oranda etkilemeye devam ettiği için, bu durumun gelecekte çok daha büyük bir sorun olacağı öngörülüyor.(*)”
Ancak söz konusu hastalığın bir yarasadan insana bulaştığı bilgisi dışından evcil hayvanlardan insana bulaştığına dair bir bilgi yok. Kaldı ki yarasadan bulaşma nedeni de söz konusu hayvanın tüketilmesi sonucu bulaştığı söyleniyor.
Kediniz daha önce pek dış mekâna alışkın değilse işiniz biraz daha kolay. Ancak kediniz dış mekâna alışmış ve sürekli dışarda geziyorsa biraz daha özenli bir süreç sizi bekliyor. Özellikle psikolojik açıdan dışarıya alışkın kedinizin evde kapalı kalması onu daha hırçın yapabilir. Aslında normal zamanda dış mekânda yaşayan kediler dışarıda eğlenebilecekleri birçok alternatif bulurlar. Bir ev kedisini memnun etmek için biraz daha fazla çaba harcamanız gerekir. Bu nedenle kediniz dışarıya alışkın ise onu zaman zaman dışarı çıkarmayı ihmal etmeyin.
Kediler diğer kedilerle çok iyi, bizimle ise genel olarak biraz daha zayıf şekilde iletişim kurarlar. Sosyal ilişkiler kediler için pek önem taşımaz, bu yüzden yüz ifadesindeki nüanslar ve "mesafeyi kısaltan" beden dili çok iyi tanımlanmamıştır. Bizim gülümsememiz ya da köpeklerin kuyruk sallayışının kedi iletişiminde karşılığı yoktur. Kedilerin bilgi alışverişi ses, dokunma, koku ve görsel ifadeler ya da işaretlerle olur.
Kedinizin dışarıya çıkmasına izin verecekseniz, kontrolünüz altında olmasına dikkat edin ayrıca kedinize elastik bir tasma ve isimlik takmayı unutmayın. Ayrıca, veterinerinizle görüşüp mikroçip taktırabilirsiniz – böylelikle, yavru kediniz kaybolsa bile kolaylıkla bulabilirsiniz.
Meraklı yavru kediler şömine, baca, kapatılmamış pencere, ocak, çamaşır makinesi ve tamburlu kurutma makinesi gibi yerleri keşfetmeyi severler. Bu tür yerleri düzenli olarak kontrol edin ve eğer mümkünse, kullanılmadığında kapalı tutun.
İç mekânda yaşayan kedilerin çokça uyarana ihtiyacı olur. Bu şekilde, oyun ve avlanma içgüdülerini harekete geçirebilirler. Yavru kedinizin çok sayıda oyuncağının, iyi bir tırmıklama direğinin, tırmanacak yerlerinin ve tertemiz bir kedi kumu tepsisinin olması önemlidir.
Yavru kedinize avlanma, tırmanma ve keşif konusunda doğal olanaklar tanıyan bu ortam bazı tehlikeler içerse de, kedinizin hayatta kalma konusunda güçlü içgüdülere sahip olduğunu unutmayın. Ona bu alternatifleri evde sunmaya çalışın.
Kediler için ev bitkileri eğlenceli bir oyun alanı, rahat bir tuvalet ve lezzetli bir öğle yemeği olabilir. :) İşte tam da bu noktada ortaya çıkan zehirlenme ihtimali bitkilerinizin bazılarından vazgeçmeniz gerektiğine işaret ediyor. Eğer bitkileri tanımazsanız, meraklı dostunuz bunların tadına bakabilir ve geri dönülemez üzücü sonuçlara yol açabilir.
Kedilerin oldukça büyük bir çoğunluğunun hayatında en az 1 kez camdan düştüğü veteriner hekimler tarafından ifade ediliyor. Bu yüzden camınız kapalı olmalı ya da tel sineklik taktırmalısınız.
Difenbahia, aşk sarmaşığı, incir yaprağı, karanfil, fil kulağı, Atatürk çiçeği, fulya, gündüz sefası, zambak, soğan, mısır, at kestanesi, güzelavratotu, sıklamen, çuha, Hint keneviri, yüksük otu, sardunya, bazı kaktüs çeşitleri, aloe vera, şeftali çekirdeği ve yaprağı, boncuk fasulye, kasırga otu, bazı sarmaşık türleri, domates sapı ve yaprakları, caladium, zakkum, kaynana dili, yüksük otu, kayısı çekirdeği, dua çiçeği, porsuk ağacı, tropik kış difenbahiası, açelya, küstüm otu, nergis, ökseotu, sonbahar çiğdemi, klematis, Kudüs kirazı, kroton, Küba defnesi, Hint kauçuğu, yaban yasemini, kuşkonmaz, şeker kamışı, okaliptüs, ejderha ağacı, elma çekirdeği, kene tohumu, orman gülü, Hint tırmığı, kiraz çekirdeği ve yaprakları ve çok daha fazlası kedinizi zehirleyebilir.
Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınızda büyük ihtimalle siz hiç bir şey yapamazsınız. Mutlaka en yakın veteriner kliniğine gitmeniz gerekiyor. Yakınlarda veteriner yoksa, dostunuzu kaybetmemek adına son çare olarak, kedinizi kusturmaya çalışın. Bu esnada kedi çimi veya normal çim son çare olarak işe yarayabilir. Ardından tıpkı insanlarda olduğu gibi bir miktar yoğurt verin.
